26. BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI YAPILDI.
Tarih: 1.12.2012 | Okunma Sayısı: 2523

26.BARO BAŞKANLARI TOPLANTISI YAPILDI

          26.Baro Başkanları Toplantısı 01 Aralık 2012 tarihinde Ankara’da yapıldı.Ülke genelinde yapılan baro seçimleri sonrası ilk kez toplanan başkanlar, genel gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundular.Toplantı öncesi, 30 Kasım 2012 akşamı TBB Genel Merkezinde yeni seçilen başkanlarla tanışma kokteyli düzenlendi. Kokteylde, 2013 Mayıs ayında yapılacak birlik genel kuruluna yönelik kulis faaliyetlerinin yapıldığı da gözlendi. 01 Aralık Cumartesi günü yapılan başkanlar toplantısında ise yeni döneme ilişkin beklentiler dile getirildi.Toplantının öğleden sonraki oturumunda konuşan Karabük Barosu Başkanı Av.Rıdvan Erdoğan, barolar arasındaki kutuplaşmayı eleştiren bir konuşma yaptı.Baro Başkanı Erdoğan şunları söyledi.


“ Değerli birlik başkanım,

 
  Değerli birlik yönetim kurulu üyelerimiz,

 
  Değerli baro başkanlarım,

 
  Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.

          Yeni seçilen arkadaşlarımızı tebrik ediyorum, çalışmalarında başarılar diliyorum.Yeni dönemde meslek camiamızın tüm sorunlarının çözümlenmesini temenni ediyorum.

             Karabük Barosu olarak yeni dönemle ilgili beklentilerimizi ifade etmeden önce,  geçmiş dönemle ilgili bazı değerlendirmelerde bulunmak istiyorum.

            Hepimizin yakından takip ettiği üzere geçmiş dönemi yoğun bir tempoda geçirdik.Geçtiğimiz dönem TBB tarafından, barolarımızın hizmet binası, sosyal tesis ve diğer hizmet birimlerine kavuşturulması konusunda yoğun çalışmalar yapıldı. Bu çalışmalar ülke genelinde geniş yankılar uyandırdı.Bu çalışmalar sayesinde, hem meslektaşlarımız tarafından, hem de ülkenin dört bir yanında vatandaşlarımız tarafından TBB’nin varlığı çok daha yakından hissedilmiş oldu.Bunu biz TBB tarihi açısından çok önemli bir dönüm noktası olarak görmekteyiz.Yeni dönemde de bu anlayışın devam ettirilmesinden yanayız.Bu vesileyle ben, bu hizmetlerin yurdun dört bir yanına götürülmesi için gayret gösteren sayın birlik başkanımıza ve birlik yönetim kurulu üyelerimize huzurlarınızda teşekkür ediyorum.

                Bunun yanında geçtiğimiz dönem içinde, TBB eğitim merkezi tarafından ülkemizin 4 bir yanında gerçekleştirilen eğitim seminerleri de çok büyük faydalar sağladı.Bölgesel olarak gerçekleştirilen bu seminerler barolarımız arasında dayanışmanın ve işbirliğinin daha da gelişmesinin yolunu açtı.Biz de Karabük Barosu olarak bu eğitim seminerlerine ev sahipliği yapan barolar arasındaydık. Bu seminerler vesilesiyle Batı Karadeniz bölgesinde bulunan barolarımız arasındaki işbirliği ve dayanışma daha da ileri bir seviyeye geldi. Meslektaşlarımız birbiriyle daha fazla kaynaşma imkanı buldular.Ben bu konuda da teşekkür etmek istiyorum. Bu seminerlerin gerçekleşmesinde emek sahibi olan TBB Eğitim Merkezi Yürütme Kurulu Başkanımıza ve yürütme kurulu üyelerine huzurlarınızda teşekkür ediyorum.Bunun yanında TBB eğitim merkezinin kurulmasına öncülük eden önceki dönem TBB Başkanımız Özdemir Özok’u da burada saygıyla anıyorum.

              Yine geçtiğimiz dönem içinde Avukatlık yasasıyla ilgili çalışmalar ve tartışmalar gündemimizi yoğun biçimde meşgul etti.Bu konudaki yoğun çalışmalara rağmen yasada arzu ettiğimiz değişikliklerin gerçekleşmesini sağlayamadık.Yeni dönemdeki en önemli beklentimiz avukatlık yasasıyla ilgili çalışmaların belli bir noktaya getirilmesi ve istediğimiz değişikliklerin yasalaşmasının temin edilmesidir.

               Tabi geçtiğimiz dönem içinde bir takım olumsuzlukları da hep beraber yaşadık. Barolarımız arasında maalesef belli bir kutuplaşmanın meydana geldiğine şahit olduk. Bu kutuplaşma maalesef aleyhimize oldu.Bu kutuplaşmanın kamuoyuna yansıması sonucu mesleki sorunlarımızın çözümü noktasında siyaset kurumundan gerekli ilgiyi ve desteği göremedik.

            Hatırlanacağı üzere barolarımız arasındaki bu kutuplaşma bir takım bildirilerin yayınlanmasıyla başladı. 2011 yılı Ocak ayı içinde, ilk etapta Ankara ve İstanbul barolarımızın öncülüğünde 24 baromuz tarafından bir bildiri yayınlandı. Hemen akabinde birkaç gün sonra bu kez hükümete yakın barolar ve güneydoğu baroları tarafından 37 baro imzasıyla bir bildiri yayınlandı. O dönemde biz Karabük Barosu olarak her iki bildiriye de imza atmadık.O bildirilerde değinilen konular hakkında görüşümüz olmadığından değil.Böyle bir kutuplaşmanın tarafı olmak istemedik.Bu tür bildirilerle ortaya çıkacak kutuplaşmanın, kurumsal olarak barolara zarar vereceğini bilmemizden dolayı ve bu tür bir kutuplaşmanın siyaset kurumu karşısında tüm baroları zayıf düşüreceğini bilmemizden dolayı bu tür bir tavır aldık.

           Nitekim bu bildirilerden sonra ortaya çıkan gelişmeler bizi haklı çıkardı ve bu bildirilerin olumsuz bir takım yansımaları oldu.Bu kutuplaşmadan sonra maalesef mesleki konulardaki taleplerimiz siyaset kurumundan gereken ilgiyi ve desteği bulamadı.Ve yine maalesef o dönemde hükümet lehine bildiri yayınlayan barolarımızda, siyasi iktidara verdikleri bu peşin desteğin karşılığı olarak siyasi iktidardan mesleğimizin sorunlarının çözümü noktasında herhangi bir kazanım sağlayamadılar.Bununda ötesinde hükümet lehine hazırlanan bildiriyi imzalayan bazı barolarımızın gelişen süreç içinde hükümete ve bakanlığa karşı sert tavırlar aldıklarını da gördük. Bu da bizce önemli bir gelişmeydi.Şu bakımdan önemliydi, siyasi iktidara karşılıksız olarak verilen peşin desteğin hiçbir işe yaramadığını göstermesi bakımından önemliydi.Bu noktada yeni dönemle ilgili beklentimiz barolarımız arasındaki gereksiz kutuplaşmaların ortadan kaldırılmasıdır.

              Burada şunu da ifade edelim ki, barolarımız arasında elbetteki görüş farklılıkları olacaktır.Her baromuz kendi siyasi ve felsefi bakış açısı ile günlük olayları değerlendirecektir.Bu normaldir.Burada bizim eleştirdiğimiz konu, bazı barolarımızın mesleki çalışmaları tamamen bir kenara bırakarak günlük siyasete dalmaları ve siyaset mekanizmasının peşinden gitmeleridir.

           Bizim Karabük Barosu olarak her zaman dile getirdiğimiz konu şudur. Biz Türkiye’deki siyaset mekanizmasının bugünkü şartlarda, mevcut siyasi partiler kanunu ve seçim kanunu gereğince, ağırlıklı olarak bilgisiz kişiler tarafından şekillendirildiğine inanmaktayız.Hatta bu konuda biz Karabük Barosu olarak bazı çalışmalar da yürütmekteyiz. Örneğin, geçtiğimiz Şubat ayı içinde yeni anayasa ile ilgili hazırladığımız önerilerimizi sayın meclis başkanı Cemil Çiçek’i makamında ziyaret ederek sunduğumuzda da bu konulara değindik. Sunduğumuz önerilerimizde siyasette kalitenin artırılması adına Türkiye’de 300 üyeli Cumhuriyet Senatosu kurulması gerektiğini söyledik ve bu senatoda belli meslek grupları lehine % 50 oranında kota getirilmesi gerektiğini ifade ettik.Bu senato olayı bizim siyasette kalite artışı için öngördüğümüz çözümlerden sadece bir tanesi.Üzerinde çalıştığımız başka önerilerde var.

        Bu bağlamda bizim savunduğumuz hadise, bizim pozisyonumuzdaki kurumların siyasetle ilgili olarak, öncelikle siyasetin zeminini değiştirecek çalışmalar yapmaları gerektiği hususudur.Bunu ifade ederken şuna da açıklık getirelim. Elbette ki barolara, mesleki çalışmaların yanında avukatlık yasası ile yüklenen başka görevlerde var. Avukatlık yasasının 76.maddesiyle yüklenen görevler var. Hukukun üstünlüğünü savunma görevimiz var. İnsan hak ve hürriyetlerini savunma görevimiz var.Demokrasiyi savunma görevimiz var.Avukatlık yasasıyla yüklenen bu görevlerin dışında da, demokratik kitle örgütü olmamızdan kaynaklanan ve toplumun öncü birikimini yansıtan kuruluşlar olmaktan kaynaklanan görevlerimiz var. Vatanımızı ve milletimizi savunma görevimiz var.Milletimizi aydınlatma görevimiz var. Milli devleti,üniter yapıyı ve Türkiye’nin tam bağımsızlığını savunma görevimiz var.Demokratik kitle örgütü olmamızdan kaynaklanan, millete yol gösterecek öncü kuruluşlar olmamızdan kaynaklanan bu tür görevleri de elbette yapmalıyız. Ancak bu görevleri yerine getirirken, meslek kuruluşu olarak yapacağımız görevleri  zaafa uğratmadan ve ihmal etmeden bu görevleri yapmalıyız.

          Bunun yanında ifade etmek istediğimiz diğer bir husus şudur.Birlik başkanımızla ve birlik yönetimiyle olan siyasi ve felsefi görüş ayrılıklarının sürekli öne çıkarılmasını ve bu konunun öncelikli bir konu haline getirilmesini biz doğru bulmuyoruz.Birlik yönetiminin siyasi konularda taraf olmaya zorlanmasını da doğru bulmuyoruz.Birlik yönetimimizin bir konuda hakkını teslim etmemiz gerekiyor. Birlik yönetimimiz, geçen dönem içinde barolar arasında meydana gelen kutuplaşmalarda taraf olmamaya özen gösterdi ve konuşmamın başında saydığım hizmetlerin götürülmesinde barolar arasında kesinlikle siyasi bir ayrım yapmadı.Biz bu anlayışın yeni dönemde de devamından yanayız.

        Zira ülkemizin dört bir yanında barolarımızın, meslektaşlarımızın çok büyük sorunları var.Bu sorunların çözümü için olabildiğince birlik içinde olmalıyız. Yeni dönemde barolarımız arasındaki kutuplaşmayı mümkün mertebe ortadan kaldırmalıyız.Mesleki çıkarlar noktasında olabildiğinde birlik içinde hareket etmeliyiz.Bu duygu ve düşüncelerle ben sözlerime son vermek istiyorum. Yeni dönemde tüm sorunlarımızın çözümünü temenni ediyorum.Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”



 












 
 
 
 
22.11.2024
AV. EMRAH KÖKLÜ
BARO BAŞKANI

© Web sitesi hizmeti Türkiye Barolar Birliği tarafından verilmektedir.