BARO BAŞKANIMIZ 6.TÜRKİYE STAJYER AVUKATLAR KURULTAYINDA KONUŞTU
Türkiye 6.Stajyer Avukatlar Kurultayı İstanbul Barosunun ev sahipliğinde 2-3 Kasım tarihlerinde İstanbul Bakırköy Adliye sarayında yapıldı.Kurultaya TBB Başkan Yardımcısı Av.Berra Besler, TBB Genel Sekreteri Av.Güneş Gürseler ile bazı illerin baro başkanları ve çok sayıda baro temsilcisi katıldı.Toplantıya baromuzu temsilen Baro Başkanımız Av.Rıdvan Erdoğan ile stajyer avukat Yasin Uludağ katıldı.Kurultay İstanbul Barosu Başkanı Av.Ümit Kocasakal’ın konuşması ile başladı.Daha sonra katılımcı barolar sunumlarını yaptılar.Toplantının 2. günü genel bir değerlendirme yapan Baro Başkanımız Av.Rıdvan Erdoğan çarpıcı açıklamalarda bulundu.Baro Başkanımızın konuşması şu şekilde.
“ Sayın Divan,
T.B.B’nin çok değerli başkan yardımcısı,
T.B.B.’nin çok değerli genel sekreteri,
İstanbul Barosunun çok değerli önceki başkanlarından Kazım Bey,
İstanbul Barosunun çok değerli başkan vekili,çok değerli yönetim kurulu üyeleri,
Değerli meslektaşlarım,
Çok değerli genç stajyer arkadaşlarım,
Sözlerime başlarken hepinizi saygıyla selamlıyorum.
Karabük Barosuna mensup tüm arkadaşlarımın selamlarını,sevgilerini sizlere iletiyorum.Düzenlenmiş olan 6.Stajyer Avukatlar Kurultayının faydalı olmasını,başarıyla tamamlanmasını diliyorum.
Değerli arkadaşlarım, Staj konusu Türkiye’de daima tartışma konusu olmuştur.Stajın içeriğinin zayıflığı ve güçlendirilmesi gerektiği hususu daima tartışılmıştır .Ba haklı bir tartışmadır. Bende şahsen 1990 yılında staj yapan birisi olarak geriye dönüp baktığımda stajda çok fazla bir şey öğrenemediğimi bugün rahatlıkla söyleyebiliyorum.Bu nedenle staj konusu baroların ve Türkiye Barolar Birliğinin daima gündeminde olan bir konudur.Sizlerinde bildiği üzere en son TBB tarafından yapılan bir yönetmelik değişikliği ile staj öncesi ve staj sonrası olmak üzere mesleğe girişte sınav getirilmesi konusunda karar verildi.Biz bu sınav uygulamasına destek veriyoruz.Ancak getirilen bu sınavın hukuk fakültesi mezunu gençlerimizin önüne tamamen set çeken, gençlerimizi tamamen umutsuzluğa sevk eden bir tarzda olmaması gerekir.Sınav olayı sınava kazanamayan gençlerimizin adeta diri diri toprağa gömüldüğü bir uygulamaya dönüşmemelidir.Bu bağlamda avukatlık sınavını kazanamayan gençlerimiz içinde bir statünün getirilmesi gerektiği görüşündeyiz.Bu statü avukat yardımcılığı statüsü olabileceği gibi avukat katipliği statüsü de olabilir veya üzerinde konsensus sağlanacak başka bir statüde olabilir. Yine stajla ilgili üzerinde durulması gereken diğer bir husus Karabük ve bizim ölçeğimizdeki sayıca az olan baroların staj eğitimi konusunda Ankara, İstanbul, İzmir gibi barolarımızın sahip olduğu imkanlara sahip olmadığı hususudur. Bu nedenle staj eğitimi için bölgesel merkezler kurulmalı, eğitimler o merkezlerde yapılmalıdır.
Yine ülkemizde hukuk öğretimi de üzerinde tartışılan bir konudur.Bu konuda hukuk öğretiminin ikinci fakülte olarak yapılması önerisi yapıldığı gibi hukuk öğretiminin süresinin uzatılması görüşüde savunulmaktadır.Hukuk Fakültelerinin ikinci fakülte olarak okunması olayı ülkemizin şartlarına çok uygun değildir.Bunun yerine sürenin uzatılması olayı kabul edilebilir.Ayrıca hukuk öğretiminde teori ile pratiğin dengeli biçimde yer alması gerekir.
Diğer bir konu hukuk öğretiminin felsefi boyutu ile ilgili olarak son dönemde belli bir zayıflama görülmektedir.Son dönemde ülkemizde egemen hale gelen biat ve cemaat kültürünün etkisiyle hukuk öğretiminin felsefi boyutunda olumsuz gelişmeler yaşanmaktadır.Pek çok meslektaşımız mesleğe başladıktan sonrada biat ve cemaat kültürünün etkisinde kaldığından olumsuz tablolar ortaya çıkmaktadır.Bu konuda çok acı ve trajik örnekler var. Örneğin hala tıraş olacağı berberini dahi seçemeyen meslektaşlarımız var bu ülkede. Meslekte 15-20 yıl kıdem sahibi olan meslektaşlarımız arasında bile hala tıraş olacağı berberini seçemeyen, evinin hemen yanındaki, kendi sokağındaki, kendi mahallesindeki berbere tıraş olamayan, mensubu oldukları cemaatin baskısı ve yönlendirmesiyle uzak mahalledeki cemaat berberine gidip tıraş olan meslektaşlarımız var. Bunu cemaat dayanışması olarak adlandırıyorlar. Ben bu arkadaşlarımızı aşağılamak için yada yerin dibine batırmak için söylemiyorum bunları, gelinen noktayı ortaya koymak için söylüyorum. Biz burada kime yanacağız değerli arkadaşlarım ? Tıraş olacağı berberi dahi seçemeyen meslektaşlarımıza mı yanacağız yoksa bu arkadaşlarımıza vekalet vererek bunları önder seçerek işlerini veren vatandaşlarımıza mı yanacağız ? Bildiğiniz üzere avukatlık mesleği liderlik mesleğidir,hürriyeti ve bağımsızlığı temsil eden bir meslektir. Ülkemizde hukuk öğretiminin buna göre yapılandırılması gerekir.Yapılacak avukatlık sınavlarındaki soruların dahi buna göre hazırlanması gerektiği düşüncesindeyiz.
Bu duygu ve düşüncelerle ben sözlerime son vermek istiyorum.Düzenlenmiş olan bu kurultayın hepimize yeni ufuklar açmasını diliyorum.Bu kurultayın yeni bir dönemin başlangıcı olmasını diliyorum.Kurultaya ev sahipliği yapan İstanbul Barosunun değerli başkan ve yönetim kuruluna çok teşekkür ediyorum.Hepinizi saygıyla selamlıyorum.”