KARABÜK BAROSU
KADIN HAKLARI KOMİSYONU BASIN AÇIKLAMASI
Yeni umutlarla girdiğimiz 2018 yılının ilk günlerinde, Diyanet İşleri Başkanlığı’nın resmi sayfasında yer alan bazı açıklamalar büyük hayal kırıklığı yaratmış, tüm toplum kesimleri tarafından endişeyle karşılanmıştır.
Diyanet İşleri Başkanlığı'nın resmi internet sitesinde yayınlanan Dini Kavramlar Sözlüğünde yer alan "İslâm hukukçularınca bulûğ çağının alt sınırı, erkekler için 12, kızlar için 9 yaş olarak belirlenmiştir" ifadelerinden yola çıkılarak, “buluğ çağına ermiş kızların da evlenebilecekleri hatta kız çocuğunun velisi olmaksızın kendisinin nikahlanabileceği” şeklindeki açıklamalar Anayasamızın başta Laiklik olmak üzere bir çok hükmüne ve Medeni Kanununa aykırı olup TCK'nunda yer alan çocukların cinsel istismarı / çocuklara karşı cinsel saldırı suçları ile mücadeleyi de sekteye uğratacak niteliktedir.
Bu bağlamda Medeni Kanununun getirdiği sınırların altındaki bir yaşta evlendirilen çocuklarla ilgili "çocuk gelin" tabirinin kullanılmasını da doğru bulmuyoruz. Zira bu kavram çocuklara karşı cinsel istismar ve cinsel saldırı suçlarının vehametini hafifleten algılar oluşturmaktadır. Küçük yaşta evlendirilen çocuklarımıza karşı esasen cinsel saldırı ve eski yasanın deyimiyle tecavüz suçu işlenmektedir. Evlendirmeye izin verenler açısında da TCK 39.maddedeki suça iştirak hükümlerinin uygulanması gerekmektedir.
Medeni Kanunun 124. Maddesi açıktır; Erkek veya kadın 17 yaşını doldurmadıkça evlenemez. Ancak hakim olağanüstü durumlarda ve pek önemli bir sebeple 16 yaşını doldurmuş olan erkek veya kadının evlenmesine izin verebilir. Olanak bulundukça karardan önce ana , baba veya vasi dinlenir. Yine Türk Medeni Kanunun 126. Maddesine göre de küçük yasal temsilcinin izni olmadıkça evlenemez.
Dolayısıyla yasalarla 17 yaşını doldurmuş olmak ve 18 yaşından gün almış olmak şartı aranırken ve anne baba rızası aranırken Diyanet işleri Başkanlığı internet sitesinde Türk Medeni Kanunun emredici hükümleriyle tamamen tezat teşkil edecek şekilde nikah yaşının fiilen 9-12 yaşlarına indirilmesi ve anne baba rızasının aranmaması gerektiğine dair yapılan ve Laik Hukuk Düzeninde asla yeri olmayan açıklamalar ; Anayasanın en temel ilkelerinden olan laikliğe aykırı olmakla birlikte Türk Medeni kanunun 124 ve 126. Maddelerine de açıkça aykırıdır. Yurttaşlarımızı , emredici olan bu kanun maddelerine uymamaya yönelten açıklamalar TCK 217.maddedeki " halkı kanunlara uymamaya tahrik " suçunu da oluşturabilecektir.
Her ne kadar Diyanet İşleri Başkanlığı cinsel istismara zemin hazırlayan bu açıklamalarından sonra kamuoyundan gelen yoğun tepkiler üzerine 5 Ocak 2018 tarihli Cuma hutbelerinde farklı yönde mesajlar vermiş ise de Dini Kavramlar Sözlüğünde yer alan ilgili kısımlarda herhangi bir değişiklik yapılmamıştır.
Karabük Barosu Kadın Hakları Komisyonu olarak Diyanet İşleri Başkanlığı’na anayasal bir devlet kurumu olduğunu hatırlatıyor; anayasamıza ve taraf olduğumuz milletlerarası sözleşmelere aykırılık bakımından suç oluşturan ve ülkemizin kanayan bir yarası olan çocuk evliliklerini herhangi bir bağlamda aklamaya yönelik bu eylemin karşısında durduğumuzu, durmaya devam edeceğimizi ve bu meselenin takipçisi olacağımızı kamuoyuna saygıyla duyuruyoruz.
Karabük Barosu Kadın Hakları Komisyonu