“ATATÜRK’Ü DOĞRU ANLAMALIYIZ”
Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu İstiklal Harbi Başkumandanı, Büyük Devlet Adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 73. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz.Türk Milleti’nin bağrından çıkan, imparatorluktan milli devlete,saltanattan cumhuriyete geçiş sürecimizin mimarı olan milli kahraman Gazi Mustafa Kemal Atatürk vefatının üzerinden uzun süre geçmesine rağmen hakkıyla anlaşılamamış ve değerlendirilememiştir.Bugün maalesef ülkemizde farklı siyasi kesimler kendilerine göre bir “Atatürkçülük” felsefesi uydurarak ve milli kahramanın görüşlerini çarpıtarak onun üzerinden siyasi rant devşirme derdine düşmüşlerdir.
Büyük Atatürk kendi devrinin çok hızlı gelişen konjoktüründe hızlı bir yaşam sürmüş ve 57 yıllık kısa yaşamının her anını milletine adamıştır. Akılcılığın ve gerçekçiliğin izinde giderek o günkü süreçte doğruluğuna inandığı şeyleri büyük kararlılıkla hayata geçirmiş ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu olmuştur. Atatürk’ün ortaya çıkmasında ve yetişmesinde Osmanlı’nın son iki yüzyılına damgasını vuran modernleşme çabalarının ve bu çabalar ile ortayı çıkan devlet yapısının, kültür hayatının ve eğitim sisteminin katkıları inkar olunamaz. Atatürk modernleşme çabaları ile kurulan Osmanlı okullarında yetişmiş,o okullarda ve o günkü kültürel iklim içinde döneme ait yerli, yabancı tüm matbuatı ve kaynakları okuma imkanı bulabilmiş, fikri yapısını bu şekilde oluşturmuştur. Atatürk, Osmanlı-Türk coğrafyasının, Osmanlı-Türk eğitim sistemi ile kültür hayatının ürünüdür
Dolayısıyla Atatürk üzerinden Cumhuriyet ile Osmanlı’yı çatıştırma gayretleri manasız ve lüzumsuzdur.Atatürk’ün 15 yıllık Cumhurbaşkanlığı döneminde ülkemizin ve milletimizin kalkınması yönünde çok önemli adımlar atılmış, Türk milli kültürünün araştırılması ve geliştirilmesi üzerinde önemle durulmuş, ülke toprakları üzerinde kültür birliğinin sağlanması hedefi gözetilmiştir.Dış politikada da “tam bağımsızlık” ilkesiyle hareket edilmiştir.Büyük Atatürk’ü vefatının 73. yılı vesilesiyle andığımız bugünkü süreçte milli devlet ve tam bağımsızlık ilkesinden uzaklaşılması, milli kültürün dejenere edilmesi, ülke içinde çok dilli ve çok kültürlü yapı oluşturma gayretleriyle milletimizin birlik ve beraberliğine yönelik saldırılar had safhaya çıkmıştır.Ülkeyi yönetenlerin bu kötü gidişe dur demek için acilen harekete geçmeleri,milli devlet ve tam bağımsızlık ilkesine sahip çıkılması gerekmektedir. Bu çerçevede Kürt açılımı, Alevi açılımı, Roman açılımı vs. isimlerle zikredilen projelerden vazgeçildiğinin devletin en yüksek katından ilan edilmesinde zorunluluk vardır.
Karabük Barosu bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da Başkumandan Gazi Mustafa Kemal’in bizlere bıraktığı milli devlet ve tam bağımsızlık ilkesinden taviz vermeden küresel emperyalizme ve her türlü sömürgeciliği karşı mücadelesini sürdürecek, her türlü fert ve zümre egemenliğini reddeden anlayış içinde, “HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” sözünde anlamını bulan millet egemenliğinin gerçekleşmesi yönünde kararlılığını koruyacaktır.
Bu duygu ve düşüncelerle Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu, İstiklal Harbi Başkumandanı, Büyük devlet Adamı Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü vefatının 73. yılında rahmet ve minnetle anıyoruz..Bizlere emanet ettiği Türkiye Cumhuriyet’ine, milli devlet anlayışına ve tam bağımsızlık ilkesine sahip çıkma yolundaki kararlığımızı bir kez daha ifade ediyoruz.
AV.RIDVAN ERDOĞAN
KARABÜK BAROSU BAŞKANI