CİNSİYET AYRIMCILIĞI TOPLANTISI
Türkiye Barolar Birliği İnsan Hakları Merkezi Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu tarafından 28 Eylül 2019 tarihinde bir "Arama Konferansı" gerçekleştirildi.
52 barodan 118 temsilcinin katıldığı konferansta; toplumsal cinsiyet eşitliği konusunda farkındalık yaratma ve raporlama çalışması yapmak üzere sekiz masa halinde çalışma yürütüldü.
Karabük Barosunu temsilen toplantıya Av. Hacer Vural ve Av. Büşra Azlag katıldılar.
Ülkemizde meydana gelen kadın cinayetlerinin, kadına yönelik şiddetin ve cinsel yönelimden dolayı maruz kalınan ayrımcılığın altında yatan nedenlerin, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Yönelik Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun, Birleşmiş Milletler Kadınlara Karşı Her Türlü Ayrımcılığın Ortadan Kaldırılmasına Dair Sözleşme (CEDAW) ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanmasına ilişkin bilgi paylaşımının ve çözüm önerilerinin de tartışıldığı toplantının açılış konuşmalarını TBB Yönetim Kurulu Üyesi Av. Filiz Saraç, İnsan Hakları Merkezi Başkanı Av. İzzet Varan ve Toplumsal Cinsiyet Eşitliği Çalışma Grubu Başkanı Av. Nuriye Kadan gerçekleştirdi.
Açılış konuşmalarının akabinde birinci bölümde; grup üyelerinden Dr. Aslı Şimşek ‘İnsan Hakları Hukukunda Toplumsal Cinsiyet Eşitliği’ ve Av. Dr. Ezgi Cankurt ‘İnsan Hakları İhlali Olarak, Cinsiyet Kimliği Ayrımcılığı’ konulu sunumlarını yaptılar.
HEDEFLER
Konferansın ikinci bölümünde katılımcılar sekiz ayrı masaya bölünerek çalışmalarını sürdürdü.
Katılımcılar; ‘toplumsal farkındalık, duyarlılık, bilinç kazandırmak ve toplumsal cinsiyet eşitliğine hizmet edecek zihniyet dönüşümünü sağlamak’, ‘İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Kanun’un uygulamasındaki sorunları gidermek’, ‘baroların toplumsal cinsiyete dayalı şiddetle mücadele kapasitelerini güçlendirmek’, ‘kadınların ve LGBTİ bireylerin adalete erişiminin önündeki engellerin kaldırılmasını sağlamak’, ‘toplumsal cinsiyet eşitliğinin ana akımlaştırılarak toplumsal cinsiyete dayalı şiddetin önlenmesi konularında ulusal mevzuatın yerelde uygulanmasında karşılaşılan zorlukları tespit ederek çözüm üretmek’ olmak üzere beş hedefe hangi yöntemlerle, kimlerin sorumluluğunda, kimlerle işbirliği yapılarak, ne kadar sürede ulaşılabileceğine dair fikirleri tartıştı.
GÖRÜŞ VE ÖNERİLER
Konferans sonunda, belirlenen hedeflere hızla ulaşmayı sağlayacak görüş ve önerler sunuldu.
Önerilerden bir kısmının yasal değişiklikleri zorunlu kıldığı, bir kısmının Millî Eğitim Bakanlığı başta olmak üzere HSK, Adalet Bakanlığı, İçişleri Bakanlığı, Aile, Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı, yerel yönetimler, üniversiteler ve STK’larla aktif iş birliğinin sağlanması ile mümkün olacağı, bir kısmının da TBB ve baroların kendi iç işleyişi içince çözülebileceği değerlendirildi.
Buna göre;
Toplumsal cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında bilginin ve farkındalığın küçük yaşlardan başlaması gerektiği, bu nedenle ebeveyn okullarının düzenlenmesi için milli eğitim il müdürlükleri ile barolar arasında bir iş birliği protokolü yapılabileceği fikri tüm masalarca benimsendi.
Okul öncesi eğitiminden başlamak üzere özel, kamu ayırımı yapılmaksızın kreşler de dahil olacak şekilde toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin verilmesinin zorunlu hale getirilmesinin, takibinin baroların kadın hakları merkezi bünyesinde kurulacak bir toplumsal cinsiyet eşitliği çalışma grubu ile sağlanması gerektiğinin altı çizildi.
Toplumsal cinsiyet eşitliği eğitiminin zorunlu bir şekilde barolarla birlikte yürütülmesi için TBB’nin ilgili bakanlıkların tamamı ile iletişime geçmesi ve bakanlıkların il ve ilçe müdürlüklerine bir genelge yazmasının sağlanması gerektiği belirtildi.
Özellikle kolluk kuvvetlerine, adliye personeline, il milli eğitim müdürlüklerine, belediyelere, üniversitelere, meslek odalarına, ticaret ve sanayi odalarına eğitimler verilmesi bu eğitimlerin barolar aracılığıyla yapılması; eğitimcilerin uzman kişilerden seçilmesi, eğitimlerin düzenli ve sürekli olması, katılımın takibinin sağlanması gerektiğinin altı çizildi.
İstanbul Sözleşmesi ve 6284 Sayılı kanuna aykırılıkların kural haline geldiğine dikkat çekilerek, hâkim ve savcıların bu konuda etkili ve yeterli bir eğitime tabi tutulmasının önemine dikkat çekilmiş; bu çerçevede HSK ile TBB’nin iş birliği ile bir çalıştay düzenlemesi ve bu çalıştayın sonuçlarının yine ilgili tüm başsavcılıklara bir genelge şekilde gönderilmesinin sağlanması gerektiği belirtildi.
Cinsiyet ayrımcılığından kaynaklı suç duyurularında mağdurlara ve şikayetçilere istemi aranmaksızın barodan bir vekil görevlendirmesi yapılması için CMK’da düzenleme yapılması için gerekiyorsa TBB ve/veya baroların kanun taslağı hazırlanmasının gerekliliğine dikkat çekildi.
TBB ve baroların meslek içi eğitimlere öncelik vermesi gerektiği yine tüm katılımcıların ortak fikri olarak ileri sürüldü.
TBB ve tüm barolarda staj eğitim merkezlerinde toplumsal cinsiyet eşitliği dersinin zorunlu tutulması için gerekli düzenlemelerin yapılmasının, staj kredisinin arttırılmasının, çözümlemeli vaka çalışmaları ve yarışmaları ile stajyer avukatların konuya olan ilgisinin arttırılmasının önemine dikkat çekildi.
Yine baroların adli yardım koşullarının şiddete veya ayrımcılığa uğrayan kadın ve LGBTİ’ler yönünden kolaylaştırılması gerektiğinin altı çizildi. Zaten mağdur olan başvurucuların adli yardım hizmetine ulaşması zorlaştıkça adalete erişim imkanının da azaldığı belirtildi.
Adli yardım ve CMK hizmetlerine yapılan cinsiyet ayrımcılığından kaynaklı her türlü başvurulara atanacak avukatların, toplumsal cinsiyet eğitimi almış olması şartı getirilmelidir. Bu düzenlemenin hayata geçmesi uzun olabileceğinden mümkünse, adli yardım ve CMK hizmetlerinde çalışan baro personelinin bu tür başvuruları ayrıca baroların varsa kadın hakları ve insan hakları merkezlerine veya komisyonlarına bildirmesinin sağlanması ve atanmış avukat yanında ilgili komisyon ve merkezlerde çalışan avukatların da bu davalara katılımının sağlanması gerektiği belirtildi.
TBB de dahil olmak üzere baroların özellikle yönetim kurullarına kadınlar için kota konulması ileri sürüldü.
Toplumsal cinsiyet ayrımcılığını derinleştiren filmlerin ve dizilerin tespiti için TBB bünyesinde bir komisyon kurulması, bu komisyonda üniversitelerden de uzmanların yer alması ve komisyonun hem RTÜK’e şikayet yollarını hem de Başsavcılığa suç duyurusu yollarını kullanmasının toplumsal cinsiyet eşitliğinin topluma benimsetilmesinde daha hızlı yol sonuç alınacağının altı çizildi.
Cinsiyete dayalı ayrımcılığın iş hayatında çok sık yaşandığına dikkat çekilen toplantıda, kadınların istihdama katılımı konusunda da ilgili kurumlarla iş birliğinin acil eylem planı olarak hayata geçirilmesi gerektiği belirtildi.
Bunların aynı sıra, başsavcılıklarla iş birliği yapılarak, istatistik veri oluşturma ve il bazında raporlama yapmak için cinsiyet ayrımcılığından kaynaklı tüm dava dosyalarının taranmasının gerekli olduğu sonucuna varıldı.
Tüm bu çalışmaların sonuçlarının izlenmesi için baroların kadın hakları ve insan hakları merkezleri ile ilgili tüm kurumların iş birliği yapmasının sağlanmasının altı çizildi.
Toplumsal Cinsiyet Eşitsizliğinin beslediği sorunların tespit edildiği ve çözüm önerilerinin değerlendirildiği toplantının sonuç bildirgesi tüm detayları ile raporlaştırılacak ve en kısa zamanda hazırlanarak kamuoyu ile paylaşılacak.