Baro Başkanımız Av. Rıdvan Erdoğan’ın
Cumhuriyet Bayramı Mesajı
Cumhuriyete ve milli değerlere sahip çıkalım
29 Ekim Cumhuriyet Bayramı’nın 88. yıldönümünü kutlamanın sevinci ve mutluluğu içindeyiz. Tarihimizin dönüm noktalarından olan 29 Ekim 1923 tarihi imparatorluktan milli devlete, saltanattan cumhuriyete geçişi ifade etmektedir. Cumhuriyetle birlikte fert ve zümre egemenliğini reddeden, millet egemenliğini esas alan yeni Türk Devleti dünyaya ilan edilmiştir. Bugün Avrupa’da pek çok ülke de hala kralların ve prenslerin bulunduğu düşünülecek olursa 1923 şartlarında cumhuriyeti ilan etmenin önemi daha iyi anlaşılır.
88.yılını idrak ettiğimiz Cumhuriyet döneminde milletimizin maddi ve manevi kalkınması yönünde çok önemli adımlar atılmış,sanayi ve tarım alanındaki gelişmenin yanı sıra eğitim, sağlık, ulaşım ve bayındırlık alanında da önemli ilerlemeler sağlanmıştır. Türk milli kültürünün araştırılması ve geliştirilmesi üzerinde önemle durulmuş, Türk Dil Kurumu ve Türk Tarih Kurumu oluşturularak dil ve tarih alanında yayınlanan çok önemli eserlerle milli kültürün gelişmesinde mesafe alınmıştır. Türk Dili, Türk Edebiyatı, Türk Musikisi ile ilgili önemli çalışmalar yapılmıştır. Din hizmetleri alanında bizzat Atatürk’ün talimatıyla yazılan ve giderleri kısmen devlet bütçesinden,kısmen de Atatürk’ün şahsi parasıyla karşılanan Elmalı’lı Hamdi Efendi’nin tefsiri ülkenin her yanına dağıtılmış, Atatürk’ün talimatıyla kurulan Diyanet İşleri Başkanlığı ülke genelinde teşkilatlanarak din hizmetleri halkımızın ayağına götürülmüştür.Bu çalışmalarla maddi ve manevi gelişmenin yanında ülke toprakları üzerinde kültür birliğinin sağlanması hedefi gözetilmiştir.
Cumhuriyetin ilanıyla ülke içinde kültür birliği hedeflenirken dış politikada da tam bağımsızlık ilkesiyle hareket edilmiştir. Ancak gelişen süreçte 2.Dünya Savaşı sonrası konjoktürde tam bağımsızlık ilkesini zedeleyen çeşitli adımlar atılmış, 1963’te AET ile imzalanan Ankara Antlaşması ve 1987’de yapılan tam üyelik başvurusu ile siyasi bir proje olan Avrupa Birliği’ne tam üye olma sürecine girilmiştir.Bu süreç Türkiye’nin egemenlik haklarını AB organlarına devretmesini de beraberinde getirecektir. Bunun kabulü mümkün değildir.AB üyeliği siyasi bakımdan Türk Devleti’nin tarih sahnesinden çekilmesi ve Birleşik Avrupa’nın vilayeti konumuna gelmesi anlamını içerdiği gibi 5000 yıllık Türk Kültürü’nün ve 1500 yıllık İslam Medeniyeti’nin Grek- Roma Hristiyan kültürüne karşı yenilgiye uğradığının kabul edilmesi anlamına da gelmektedir. Milletimizin evlatları böyle bir yenilgiyi asla kabul etmeyeceklerdir.
Cumhuriyet’in 88. yılını kutladığımız bugünkü süreçte milli devlet ve tam bağımsızlık ilkesinden uzaklaşılması, milli kültürün dejenere edilmesi, ülke içinde çok dilli ve çok kültürlü bir yapı oluşturma gayretleriyle milletimizin birlik ve beraberliğine yönelik saldırılar had safhaya çıkmıştır.Ülkeyi yönetenlerin bu kötü gidişe dur demek için acilen harekete geçmeleri,milli devlet ve tam bağımsızlık ilkesine sahip çıkılması, çok dilli, çok kültürlü yapının eninde sonunda ülkeyi bölmeye götüreceği gerçeğinin idrak edilmesi gerekmektedir. Bu çerçevede Kürt açılımı, Alevi açılımı, Roman açılımı vs. isimlerle zikredilen projelerden vazgeçildiğinin devletin en yüksek katından ilan edilmesinde zorunluluk vardır.
Yine haçlı taşeronu PKK örgütüne karşı en etkili tedbirlerin alınması,hain örgütü himaye eden Merkezi Irak hükümeti ve Kuzey Irak Bölgesel Kürt Yönetimi üzerinde caydırıcı olacak tedbirlerin alınması, bu kapsamda askeri tedbirlere başvurma seçeneğinin ciddi biçimde ele alınması, Kuzey Irak’a yönelecek kara operasyonlarında Kuzey Irak Bölgesel Kürt yönetiminin başkenti Erbil’in de mutlak surette hedefler arasına dahil edilmesi, hain örgüte destek sağlayan dış ülkelere karşı en ağır yaptırımların uygulanması gerekmektedir.
Karabük Barosu bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da milli devlet ve tam bağımsızlık ilkesinden taviz vermeden küresel emperyalizme ve her türlü sömürgeciliği karşı mücadelesini sürdürecek, her türlü fert ve zümre egemenliğini reddeden anlayış içinde, “HAKİMİYET KAYITSIZ ŞARTSIZ MİLLETİNDİR” sözünde anlamını bulan millet egemenliğinin gerçekleşmesi yönünde kararlılığını koruyacaktır.
İnsan hak ve hürriyetlerinin korunması ve geliştirilmesi , hukukun üstünlüğü ilkesiyle hukuk devletinin hayata geçirilmesi için verilen mücadele sürecektir.Siyasi ve iktisadi emperyalizme hayır diyen Karabük Barosu, kültür istilasına karşı koyamayan milletlerin egemen kültürler içinde eriyerek zaman içinde milli varlıklarını ve siyasi bağımsızlıklarını da kaybedecekleri gerçeğinin bilinci içinde, ülkemize ve insanımıza yönelen kültürel istila hareketlerine ve her türlü misyonerlik faaliyetine karşı çıkarak, milli kültür değerlerimizin araştırılması, korunması ve geliştirilmesi yönünde çabalarını sürdürecektir.
Bu duygu ve düşüncelerle meslek camiamızın, Karabük halkının ve milletimizin Cumhuriyet Bayramı’nı kutluyor, Cumhuriyet’imizin kurucusu Başkumandan Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ü ve arkadaşlarını şükranla, rahmetle anıyoruz. 29.10.2011
KARABÜK BAROSU BAŞKANI
AV. RIDVAN ERDOĞAN