Gücünü, saygın geçmişi yanında, ilkeli mücadelesi ve sağlam kurumsal yapısından alan Türkiye Barolar Birliği, kurulduğu 1969 yılından bu yana, 46 yıldır, barolarımız ve meslektaşlarımızla birlikte hak ve özgürlüklerin koruyucusu, hukuk devleti mücadelesinin öncüsü ve savunucusu olmuştur.
Savunmanın kendini savunmak zorunda bırakıldığı, hukuk devleti ilkelerinden giderek uzaklaşıldığı bir ortamda, avukatlar, barolar ve Türkiye Barolar Birliği olarak üstlendiğimiz görev ve sorumluluğun bilincindeyiz. Bu bilinçle demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti olan Türkiye Cumhuriyeti’nin bölünmez bütünlüğünü en büyük güçle savunarak görevimizi sürdürüyoruz.
Mesleğimizin yaşamsal boyuta ulaşmış sorunlarının çözümü için gerekli yasal düzenlemelerin yapılmasında destek görmeyip engellerle karşılasak da; adaletin sağlanmasında, mesleğimizin gelişimini ve sürdürebilirliğini güvence altına almak ve ortak sorunlara çözümler üretme görevlerimizi yerine getiriyoruz. Bunun yanında, savunma hakkının güvencesini oluşturan hukuk devleti, hukukun üstünlüğü, bağımsız yargı, özgürlüklerin korunması ve geliştirilmesi gibi temel konularda da sorumluluk üstlenerek eksiksiz demokrasiye ulaşma çabalarımızı sürdürüyoruz.
Toplumumuzun ve meslektaşlarımızın Türkiye Barolar Birliği’nden beklentisi çok yüksektir, bu takdir ve güveni kazanmış olmaktan gurur duyuyoruz. Bu beklentiyi karşılayabilmek için sorun yaşanan her yerde; adliyelerden duruşma salonlarına, cezaevlerinden madenlere kadar haksızlığa uğrayanların yanında olmaya çalışıyoruz. Uyuşturucu ile mücadelede, çevre hakkının korunmasında insani ve hukuki desteklerimizle sosyal sorumluluklarımızı yerine getiriyoruz. Daha fazla özgürlük, herkes için adalet ve daha iyi bir gelecek özlemlerimizin herkesin benimsediği toplumsal bir hedef haline getirilmesine kararlılıkla çalışıyoruz.